Jean Baudrillard’ın Göstergebilime Bakışı
Prof. Dr. Doğan Günay
Fransız toplumbilimci ve çağcıl toplum kuramcısı Jean Baudrillard (1929-2007), her alanda farklı görüşler ortaya koymaya çalışmıştır. Temel olarak çağcıllık sonrası (fr. postmodernisme) göstergeleri yorumlama işine girişmiştir. Doktora tezinin konusu olan tüketim toplumu kavramıyla yola çıkar. Ama her geçen gün yeni konuları da incelemeye yönelir. Ele aldığı konular arasında tüketim, eşler arası ilişkiler, AIDS konusunda toplumların geliştirdiği anlatımların toplumsal anlaşılmada kullanılan biçimi, klonlama, Birinci Körfez Savaşı gibi olgular sayılabilir. Hep güncel konuları ele alması nedeniyle çağcıllık felsefesi uzmanı diye bilinir.
Dilbilim ve göstergebilimle karşılaşması farklı nedenlerledir. Dil kuramındaki görüşleri, göstergebilim ve simgecilik biçiminde tanımlanan iki zincirli çift sarmal üzerine gelişmiştir. Araştırmanın sözünü ettiği çift sarmal düzen, çağdaş düşüncenin yapısında önemli bir delik açar. Düşünür, çağcıl uygarlıkları yadsımanın gizemli gücünü simgeciliğe verir (Bessis&Degryse, 2003). Baudrillard göstergebilimi fazla ilgilendirmese de gösterge-gönderge, gösterge-hiçlik gibi alanlarda farklı görüşler ortaya koyar. 1970 yılındaki Avrupalı çağdaşları arasında olan Guy Debord, Michel Foucault, Jacques Lacan, Roland Barthes ve Gilles Deleuze gibi düşünürlerden ruhçözümleme (fr. psychanalyse) ile Marksizm gibi savundukları ve o dönemlerde fazlasıyla moda olan görüşlerden bazı açılardan ayrılır. O dönemde biraz yapısalcılıkla hasımlarının görüşlerini dengelemeye çalışır ve göstergebilime doğru evrilir.
Yapısalcılıktan ayrılırken göstergebilime, yani göstergeler üzerine düşünmeye yoğunlaşır. Bu göstergeler dilsel olduğu kadar ekonomik göstergeler de olmaktadır. Ona göre göstergenin ekonomik mantığı ile her şey bir tasarımdır ve hiçbir şey onun dışında değildir. Tasarımcı bu göstergeleri özel yönlendirici işlevine sahiptir. 1970 yılında yazdığı Tüketim Toplumu (La Société de Consommation) kitabında, içinde bulunduğu toplumu eleştirir. Saussure’ün yapısalcı hareketinden yola çıkarak Baudrillard, anlamlamanın ve yorumlamanın düzenlenimini karşılıklı ilişkisi içinde, eş zamanlı bir biçimde düşünür. Bu durumda gösterilen (fr. signifié); yalnızca verici ile değil, daha çok toplumsal yerleştirmenin bütünlüğü ile karmaşık durumdaki ilişkiye girmek için yansız nesne konumunu yitirir. Belki de bu nedenle gösterge-hiçlik kavramından söz eder. Bu bakımdan araştırmacı, yapısalcılık sonrası hareketin (fr. mouvement post-structuraliste) başlatıcısı olur.
Jean Baudrillard çağcıl sonrası düşünürler arasında yer alır. Birçok göstergebilimci ise yapısalcı düşünürler içinde değerlendirilir (Deborde, 2021):
Çağcıl sonrası düşünürler arasında yer alan düşünürler: Jean Baudrillard, Yves Citton, Gilles Deleuze, Jacques Derrida, Julia Kristeva, Gilles Lipovetsky, Jean-François Lyotard, Ollivier Pourriol, Alan Sokal, Jean Staune, Paul Virilio.
Yapısalcı düşünürler olarak ise: Louis Althusser, Charles Bally, Émile Benveniste, Jacques Ehrmann, Jacques Fontanille, Louis Hjelmslev, Algirdas Julien Greimas, Roman Jakobson, Jacques Lacan, Louis Marin, André Martinet, Ferdinand de Saussure, Albert Sechehaye, Claude Lévi-Strauss’tur.
Baudrillard, çağcıllık sonrası (fr. postmodernisme) dünya için kendi döneminde Michel Foucault gibi bazı düşünürlerin görüşlerini kabul etmez. Öznellik içinde aslını, gücün asıl biçimini bozma kavramı bağlamında belli bir tutarlılık içinde dünyayı kavrama arzusunda olan bir özne gibi dünyayı anlamaya çalışmaz. Dünyanın daha yansız biçimde tanımlanabileceğini belirtir. Politik bakımdan bu karşı çıkmalar, Baudrillard’ı, simgesel bir dizgenin insanbilimsel mantığına ulaşmak için göstergebilimsel mantığa (anlamlama, gösterge, anlam, değişim kolaylığı) karşı çıkmaya götürür.
Onun çalışmalarında bazı kavramlar önemli bir yer tutar. Örneğin nesne kavramı; gösterge, anlam ve gönderge açısından önemlidir. Nesnenin dünyası, toplumsal uzama bir geometri etkisi yapar. Nesne, anlamlama (toplumsal gösterge, belirtilmiş nesne) isteği ile sonuçlanması istenen, belli bir mantıkla üretilen toplumsal bir ayna ve anlam yerleştirmesidir. Baudrillard’ın göstergebilimsel yaklaşımında nesne, bir gösterge olarak ele alınır. Bu nesne, göstereni (fr. signifiant) ya da ayrık-nesne göndergeyi (fr. référent objectal) anlamlamalarından ya da yananlamlarından ayıran bir gösterge olarak gören bir yaklaşımdır (akt. Semprini, 1995: 148). Gösteren ile yananlamı bir arada almak karmaşık bir durumdur. Yananlam, gösteren ve gösterilenden oluşan bir göstergenin yeni bir gösterilene sahip olması durumunu belirtir.
Baudrillard’ın en büyük takıntılarından birisi de reklam ve reklam yoluyla yapılan simgeleştirme ve anlam üretimi durumudur. Reklamın çift tanımlanmasından söz eder: Reklam, öncelikle bir nesne üzerinden bir söylemdir ama aynı zamanda o bir yananlamdır (Baudrillard, 1968: 230). Ona göre içerik teriminin anlamını sorgulama açısından reklam bildirisi “özdüşünümsel”dir (fr. réflexif). Reklamı tanımada göstergebilimsel ilerlemeler açısından, anlam üretme gücü açısından ayrıntılı olarak ele almak gerekecektir. Baudrillard’da iletişimsel gücü açıklayacak, değerlerin işlevini gösterecek bir anlamlandırma kuramı yoktur (Semprini, 1991: 16). Reklamdaki toplumsal, politik ve kültürel yansız kalma durumunu kabul etmez. Yapısalcılıkta olduğu gibi reklamdaki anlam konusunda da çağdaşları kuramcılarla karşı karşıya gelmekten çekinmez. Reklam sahneleriyle donatılmış çağcıllık sonrası göstergenin boşluğu (Jean Baudrillard savunur) ile söylemsel ve toplumdaki anlam arayışlarına açık simgesel bir uzamdaki anlamlamanın ya da ilişkinin üstünlüğü arasındaki eytişim (diyalektik) sorunu birçok araştırmacı ile Jean Baudrillard arasında bir ayrım yaratır (Boutaud, 2005: 86). Bu durumu belki daha geniş almak gerekecektir, buradaki biçimiyle bir reklam bildirisinde kullanılan göstergelerin kendi aralarında ilişki durumu vardır. Bu ilişkilere göre bu göstergeleri alıcı-izleyici anlamlandırabilecektir.
Araştırmacının çalışmasındaki bir önemli terim de değerdir. Bu bir bakıma göstergenin toplum içinde taşıdığı anlamdır. Değer kavramı Marksizmde de geçer, her ürünün bir değeri vardır. Baudrillard değerin el değiştiren bir gösterge olduğunu belirtir. Göstergebilime bakıldığında konu hem anlamını sergileyen hem de gücüllüğünü gerçekleştirme aşamasına geçirmek için bir kullanıcının yorumsal iş birliğini bekleyen bir metindir. Burada Jean Baudrillard nesnenin ekonomik değerini tartışır ve onun iletişim değerini ortaya koyar (Baudrillard, 1968: 23). O zaman bu değerin çağdaş uygarlıkta önemli bir işlev gördüğünü belirtir.
Kalıplaşmış anlamın (fr. sens figé) eleştirisi konusunda simgesel boyut ve göstergebilimsel boyut yaklaşımlarını ele alır. Ona göre bu iki yaklaşım birbirine karşıttır. Göstergebilimsel boyut, anlamlama ilgilidir; simgesel boyut ise dolaylı da olsa anlamla ilgilidir. Bu ayrımın biraz tartışmalı olduğu da söylenebilir. Ama Fransız toplumbilimci ve düşün adamı, anlam boşluğunu (fr. vide du sens) ve hiçliğini (fr. néant du sens) savunan simgesel boyut (fr. dimension symbolique), değerlerin tüketimi ve kodun yok olması üzerine yoğunlaşır. Diğer yandan anlamın belirsizliği (fr. indétermination du sens) ve kesin olmaması (fr. incertitude du sens) üzerinde duran göstergebilimsel boyut, değerin üretimi ve kodun yönetkisel üstünlüğü (fr. hégémonie) üzerine yoğunlaşır. Göstergebilimsel boyutta değeri ve yönetkisel üstünlüğü merkeze alarak bir yaklaşım geliştirmeye çalışır. Bu görüşler de çok tutarlı görünmemektedir.
Anlamlamayı, yani göstergenin değerini, göstergebilime göre yorumlamaya çalışır. Baudrillard’a göre anlamlama (fr. signification) yani değer, özgöndergesele (fr. auto-référentiel) dönüşür ve yapısal göstergebilime (fr. sémiotique structuraliste) göre yorumlanmış olur. Yani “köpek” sözcüğü, “köpek” göndergesini belirtir, bu durum sözcüğün o nesneyi belirttiği için değil, “köpek” sözcüğü; “kedi”, “keçi” ya da “ağaç” sözcüğünü belirtmediği için anlamlanır. Burada sözcüğün kendi üzerine göndergesinin olduğunu belirtir. Otomobilin kolu gerçek bir vites göstergesi değildir; o yüce, ölçüsüz bir vitesi gösterir (Sauvageot, 2014: 14) gibi gösteren ile gösterilen ilişkisini sorgular. Düşünür şu ilkeyi savunur: İletişim teknolojisi anlamın aşırı bölünerek çoğalmasını yaratan iletişim teknolojisi içinde, gerçek küresel toplumumuz içinde, anlamın öz-göndergeselliği (fr. auto-référentiel) büyük bir kasaba yaratımına yönelmediğini fakat anlamlamanın silindiği ve toplumun saydam bir yığına dönüştüğü, “gerçeğin” varlığının tek özgöndergesel göstergelere indirgendiği, bir dünyanın yaratılmasına yöneltir. Bu görüşlerinin daha iyi anlaşılması için 11 Eylül olaylarını örnek gösterir.
Görüleceği gibi Baudrillard değişik alanlarda bazı yaklaşımlar geliştirmiş ve bunlarla ilgili değişik kuramlar oluşturmaya çalışmıştır. Düşüncelerinde sürekli değişik ve yeni konulara ilgi duyma söz konusudur. Bu da çok değişik alanlarla ilgili görüş ortaya koymaya çalışmasındandır. En son dönemlerde benzeşi (fr. simulacre) konusunda da bir sav ortaya koyar. Göstergebilimciler bu benzeşi ve benzeşimcilik (fr. simulation) konusundaki görüşlerini göstergebilim kuramı açısından ele alıp değerlendirirler. Gerçeğin yerini alıyor, gerçekle arasındaki fark belirsizleşerek gerçeği geçersiz kılıyor. Aslında Baudrillard, gerçeğin ortadan kalktığını ve gerçeğin görünümünün gerçeğin yerini aldığını savunuyor.
Baudrillard’ın çalışmalarında sıkça geçen benzeşi kavramının Paolo Fabri göstergebilimdeki karşılığını tanımlar. Fabri’ye göre benzeşi göstergebilimde ikili bir açıklamayı getirir (Fabbri, 2009): Bunlar, bir yandan eylem ve tutku diğer yandan ise etkileşimsel ve tutkulararası (fr. interpassion) durumlardır. Bireysel ya da toplumsal bir öznenin iç yaşantısında yani duygularında benzeşi çatışmaları, imgesel dönüşümler vardır. Benzeşinin bileşenleri arasında duygulanımın imgesel birliktelikleri vardır: “Tatlı ya da acıyım, soğuk ya da sıcağım, yumuşak ya da sertim” vb. Duyarlı durumsal dönüşümler söz konusudur.
Sonuç olarak Baudrillard’ın göstergebilimle ilgili görüşleri genelde gösterge-gönderge bağlamındadır. Paris Göstergebilim Okulu’nun görüşlerine oldukça uzaktır. Ancak bazı yeni yaklaşımları araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Tüketim bağlamında reklam bildirisi konusundaki görüşlerinin kabul edilebilecek yanları olsa da tartışılacak yanları da ağırlıktadır. Ancak çağcıllık (fr. modernité) konusunda çok özgün görüşleri vardır ve bu görüşleri ile düşünce dünyasında fazlasıyla yer almaktadır.
Kaynakça
Baudrillard, J. (1968). Le Système des Objets. Paris: Gallimard.
Bessis, R. ve Degryse, L. (görüşmeyi gerçekleştiren) (2003). Entretien avec Jean Baudrillard. Le Philosophoire, 19, 5-21. Erişim adresi <www.cairn.info/revue-le-philosophoire-2003-1-page-5.htm>
Boutaud, J. J. (2005). Cuisine Sémiotique et Recettes Publicitaires: De Sémiotiques Publicitaires en Modèles de Publicité. Solutions Sémiotiques içinde (67-102 ss.). Limoges: Editions Lambert-Lucas.
Deborde, L. (2021, Ocak 4) Philosophie. Erişim Adresi http://www.histophilo.com/index.php
Fabbri, P. (2009). Simulacres en Sémiotique. Actes Sémiotiques, 112.
Erişim adresi https://www.unilim.fr/actes-semiotiques/2889, https://dx.doi.org/10.25965/as.2889
Sauvageot, A. (2014). Jean Baudrillard: La Passion de l’Objet. Toulouse: Presses Universitaires du Mirail.
Semprini, A. (1995). L’Objet Comme Procès et Comme Action. De la Nature et de l’Usage des Objets dans la Vie Quotidienne. Paris: L’Harmattan.
Semprini, A. (1991). Comment Mettre le Temps en Espace? Analyse sémiotique des montres. Protée, 19(2), Québec: Bibliothèque Nationale du Québec, 9-16.
Bu çalışmaya atıf yapmak için e-kaynakça
Günay, V. Doğan. Jean Baudrillard’ın Göstergebilime Bakışı. Türkiye Göstergebilim Çevresi. <https://turkgostergebilimi.com/jean-baudrillardin-gostergebilime-bakisi-dogan-gunay/> … / … / … (erişim tarihi).
Prof. Dr. Doğan Günay için yorumlar kapalı