Dil Sözlüğü’nün Paltosundan / Kaan Tanyeri
Bugün akademinin onlarca farklı sorunundan söz edilebilir ancak bir göstergebilimcinin bakış açısından “terim” problemi, hepsinden önce geliyor. Yazımız göstergebilim ve terim bağlamında yapılaşacağı için konuyu doğrudan göstergebilim penceresinden okumaya çalışacağız.
Saussure’ün o ünlü “Bir gün…” çıkışıyla göstergebilimin kurulacağını öngörmesi/telkin etmesi ve ülkemizle de fazlasıyla ilişkili olan Greimas’ın son tuğlayı koymasıyla göstergebilim, kaba bir şekilde de olsa kuram olarak ortaya çıkar. Greimas’ın 1958-62 yılları arasında Türkiye’de çalışırken yazmaya başladığını düşündüğümüz Yapısal Anlambilim (Sémantique Structurale) kitabı, 1966’da Fransa’da yayımlanarak göstergebilimin ilk kitabı olarak kabul edilir. Ne mutlu ki bu kitapta Tahsin Yücel’in doktora tezi olan Bernanos’un İmgesel Evreni adlı çalışması, o zaman için anlambilim fakat sonradan göstergebilim olarak kabul edilecek bir örnek olarak Yapısal Anlambilim’de sunulur.
Ne yazık ki bu müthiş eser, dilimize hâlâ çevril(e)medi. Hâlâ daha yabancı dilden okumak zorunda kalıyoruz. Fransızcası pek çok yerde mevcut ancak Fransızcası olmayıp da İngilizceden medet umanlardan biri olarak ben, bu kitabın İngilizcesini (belki de benim beceriksizliğim) Türkiye’de bulamadım. Bu sebeple Sayın Hayrettin Ökçesiz aracılığıyla bir Alman üniversitesi kütüphanesinden temin ettim.
Yapısal Anlambilim’in çevrilememesinin en büyük sebebi, terim sorunudur. Yapısal bir ekolden gelen göstergebilim, çözümleme aşamasında konudilini yani incelediği nesneyi bir üstdile/terimlere aktararak çalışmasını sürdürür. Alanın sahip olduğu terimler ise o kuramın oylumunu gösterir. Bir kuram, ne kadar çok terime sahipse o kadar derindir diyebiliriz ve Sündüz Öztürk Kasar Hoca’mızın Yapısal Anlambilim’deki terimler konusundaki tespiti (Öztürk Kasar 2017: 310), tartışmamızı çok daha berrak hâle getirir. Öztürk Kasar Hanım, Greimas’ın Yapısal Anlambilim’de tam 555 farklı terim kullandığını söyler. Bu oldukça yüksek bir sayıdır ve maalesef bu terimlerden sadece 267’sinin Türkçede karşılığının bulunduğunu da ekler. Bir başka deyişle henüz Türkçemize çevrilemeyen bu eserin 288 terimini ya tanımıyoruz ya da dilimizde ifade edemiyoruz. Vurgumuzu artırmak için daha farklı şekilde söylersek biz, Yapısal Anlambilim’in yüzde ellisini dahi kavrayabilecek terimlerden yoksunuz.
Üstelik bu işi tek elden yapabilecek kurumumuz da yok. “Tek elden”liği fazlasıyla önemsiyorum. Neden?.. Yapısal Anlambilim; Fransızcadan, İngilizceden ya da başka bir dilden bir gün mutlaka çevrilecek. Geç ve güç olacak ama bir gün bu yapılacak. Ancak diyelim ki ben, bu eseri çevirecek olsam bile Yapısal Anlambilim’in Türkçe çevirisini kaç kişi doğru anlayabilecek? Burada çalışmanın soyutluğunu, zorluğunu, Greimas’ın insanı gerçekten yoran satırlarca süren cümlelerinin uzunluğundan söz etmiyorum. Böyle bir varsayımda kitabı çevirirken kullanacağım Türkçe terimlerden söz ediyorum çünkü var olan 267 terimimizde bile terim karmaşıklığımız var. Herkes, terimleri özentisizce kullanıp bilgi kirliliğine yol açabiliyor. Hangi terimin hangi anlama karşılık geldiği konusunda tam bir bilmece içinde kalıyorsunuz. Kapsamlı bir çalışmamız, “şu şudur” gibi kesin ve tartışmayı sonlandıracağımız bir dil sözlüğümüz yok. Var olanlar da fazlasıyla eksik, fazlasıyla yarım…
Belki de her şeyi sıfırdan almamız gerekiyor. Her şeyi en başından yeniden tanımlamak, yeniden karşılamak, yeniden ve sorunsuzca ilerlemek ve günün birinde Yapısal Anlambilim’in diline ulaşmamız gerekiyor. Bunu yapacak bir çeviri kurumumuz yoksa da çalışmalarını takip edebileceğimiz saygıdeğer akademisyenlerimiz var. Tüm bu sorunları burada sayıp dökmek değil amacım. “Ne yapabiliriz?” Esas bunu konuşmak için buradayım. Prof. Dr. Doğan Günay ve Doç. Dr. Songül Aslan Karakul’dan söz etmek istiyorum size. Bir yıl önce Dil Sözlüğü’nü yayımladılar ve yakın zamandaki ikinci baskısıyla dil ve göstergebilim araştırmacılarına çok iyi bir kaynak sundular, tam da yaraya tuz basarcasına… Türkçeden Fransızcaya ve Fransızcadan Türkçeye toplamda sekiz bini aşkın terim içeren bu sözlük, özünde her şeyi sıfırdan bir kez daha ele alma çabasında… Kafa karışıklıklarını, anlam belirsizliklerini bir kenara atan bu eserde dil ve göstergebilime dair hemen pek çok terimin Türkçe karşılığını bulabilirsiniz. Tüm sözcüklerin karşılığını bulacağınızı söyleyemiyorum çünkü belki de şu an siz bu yazıyı okurken dahi dünyanın bambaşka yerlerinde yepyeni terimler türetiliyor olabilir. Zaten Dil Sözlüğü de bütün sorunları bir çırpıda sonlandırmayı amaçlayan bir eser değil. Otuz yılı aşkın bir emeğin ürünü olan bu sözlük; her geçen gün kendisini yenilemek, alanın ve Türkçemizin yeni terimlerini kapsamına alarak sonsuz bir şekilde ilerlemek istiyor.
Dostoyevski’nin ne güzel sözüdür, “Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık”. Acaba bizim edebiyatımızda, kuramımızda buna benzer bir sözümüz ya da düşüncemiz oldu mu? Ama olmalı. Eğer bahsettiğim sorunları aşmak, göstergebilim ve benzer bilimleri senelerce geriden takip etmemek, Yapısal Anlambilim ve nicelerini Türkçeye çevirebilmek, okurlarımızla buluşturabilmek istiyorsak bir paltoya ihtiyacımız var: Dil Sözlüğü’nün paltosu. Gelin bu paltonun altında buluşalım, gelin bu paltoyu paylaşalım. Ancak Dil Sözlüğü sayesindedir ki “değildir bir mana, üç ada muhtaç diyebileceğiz.” ve böylece tüm sıkıntıları geride bırakacağız. İşte o gün, terim sorunlarından söz ettiğim bu yazım lüzumsuz bir internet sayfasından ibaret olacaktır.
Kaynakça
Günay, V. Doğan, & Aslan Karakul, Songül. (2020). Dil Sözlüğü. İstanbul: Papatya Bilim.
Öztürk Kasar, Sündüz. (2017). Algirdas Julien Greimas’ın Sémantique Structurale Adlı Yaptını Türkçeye Nasıl Çevirmeli?. Cogito (86). ss. 308-315.
Bu çalışmaya atıf yapmak için e-kaynakça
Tanyeri, Kaan. Dil Sözlüğü’nün Paltosundan. Türkiye Göstergebilim Çevresi. <https://turkgostergebilimi.com/dil-sozlugunun-paltosundan-kaan-tanyeri/> … / … / … (erişim tarihi).